Çorlu ve Tarihi
Çorlu, Tekirdağ’a bağlı olan en büyük ilçedir. Çorlu, İstanbul’dan sonra Türkiye Trakyası’ndaki (Doğu Trakya) en büyük ikinci yerleşim yeridir.
Tekirdağ merkezine 38 km uzaklıkta olan Çorlu; Ergene havzasında, Trakya’nın orta yerinde, yayla yüzeyinin üstünde bir düzlükte yer alır. Elverişli doğal yapısı, güçlü ulaşım bağlantıları, önemli sanayisi, iş olanakları ve stratejik önemi ile Tekirdağ’ın en büyük ilçesi olan Çorlu, Türkiye’nin de en gelişmiş ilçelerindendir. Kuzeyden Tekirdağ’ın Ergene ve Çerkezköy ilçeleri, doğudan İstanbul’un Silivri ilçesi, batıdan Süleymanpaşa ve Muratlı ilçeleri, güneyden Marmara Ereğlisi ilçesi ve Marmara Denizi ile çevrilidir. İlçenin yüzölçümü 531 km²’dir. Şehrin nüfusu 2015 yılına göre 245.588’dir.
Çorlu’nun denizden yüksekliği 193 m’dir. Yıldız Dağları’nın uzantısı olarak sokulan sırtlar Çorlu’nun yüksek yerlerini oluşturur. Çorlu, Yıldız Dağları’ndan aşınarak, akarsulardan sürüklenerek gelen tortuların depolandığı bir dolgu bölgesidir. Ayrıca burası, Ergene Havzası ile Marmara kıyı şeridi arasındaki su bölümünün ayrım sınırıdır.[2] Yine Çorlu, Karadeniz ile Akdeniz arasında yer aldığı için bu iklim bölgelerinin etkisindedir. Kuzeyden inen soğuk hava ile güneydeki Akdeniz ile Ege’den gelen nemli-ılık hava akımları bölgenin iklim yapısını etkiler.
Köken bilimi
Çorlu adı ile değişik savlar ortaya atılmıştır. Eski atlaslarda kentin adı “Tzarylus”, “Tzurulum”, “Tzurulus”, “Tzurule”, “Tschurla”, Tziraltum” olarak geçmektedir. Bizans döneminde peyniri meşhur olduğu için ”peynir kasabası” anlamında ”Tribiton” adı verilmiştir. Kimi yapıtlarda ise ”Sirello” olarak geçtiği görülür. Halk arasında ise çorak, işe yaramaz anlamına gelen “çor” sözcüğünden geldiği, Türklerin Çorlu’yu alışında çok zorluk çekildiği için bu söze benzetme yapıldığı ileri sürülür.
Tarihçe
Tarih öncesi döneme ait buluntuların elde edilmiş olması, bölge tarihini ilk Tunç çağı’na kadar götürmektedir. Bilinen en eski adı Tzirallum/Tzirallun veya Tzirallon olan Çorlu, MÖ. 1000 yıllarında Trako-Friglerin kurduğu koloni kentlerden biridir. Tarihin çeşitli dönemlerinde Frig, Yunan, İskit, Pers, Makedon, Roma ve Bizans egemenliğine girmiştir. Zaman zaman Hun, Avar ve Peçenek akınlarına da maruz kalmıştır. Ayrıca İstanbul üzerine çeşitli seferler düzenleyen Arap ordularının istilasına da uğramıştır. Kısaca; Trakya’nın yaşadığı her istiladan etkilenmiştir.
Ortaçağ Dönemi
Ortaçağda burada, Bizans İmparatorluğu’nu korumak için kullanılan Tzirallum kale kentinin bulunması İstanbul yolu üzerinde yer alan Çorlu’ya askeri bir önem kazandırmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise, Anadolu’dan Rumeli sınır boylarına uzanan anayol üzerinde konaklama yeri olmasından dolayı da önemli tarihi olaylara sahne olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
Çorlu 1357 tarihinde I. Murad tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Süleyman Paşa ve Orhan Gazi’nin ölümleri üzenine tekrar Bizans egemenliğine geçen Çorlu, 1361 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir. I. Murad’ın emriyle Trakya’daki öteki Bizans şehirlerine ibret olması maksadıyla burayı savunan Bizanslılar ağır şekilde cezalandırılarak kale duvarları yıkılmıştır. Böylece Tzirallum’un askeri önemi de ortadan kaldırılmıştır. Bu sert davranış hemen etkisini göstermiş ve Trakya’nın fethi kolayca tamamlanmıştır. Yine Çorlu, imparatorluk döneminde ilk defa II. Beyazıt ile oğlu Şehzade Selim (Yavuz) arasında geçen baba-oğul savaşında yer almıştır. Şehzade Selim ile II. Beyazıt Çorlu yakınlarındaki Uğraşdere’de karşılaşmış ve Şehzade Selim babasının kuvvetleri önünde yenilmiştir.
1512’de tahtını oğluna bırakan II. Beyazıt Dimetoka Sarayına giderken Çorlu konağında ölmüştür. Daha sonra Yavuz Sultan Selim’de İstanbul’dan Edirne’ye giderken 21 Eylül 1520 tarihinde aynı topraklarda ölmüştür. Bu suretle II. Beyazıt Dimetoka’ya, Yavuz da Edirne’ye varamamıştır. Eylül 1676’da son Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Çorlu ile Karıştıran arasındaki Karabiber çiftliğinde vefat etmiştir. Çorlu 18. yüzyılda Kırım’dan uzaklaştırılan Hanzadelerin ve Girayların sürgün yerlerinden biri olmuştur. 1830 yılında Rumeli Beylerbeyliği kaldırılıp Edirne vilayeti kurulunca, Çorlu bu vilayetin Tekirdağ sancağına bağlı bir kazası haline getirildi. 1870’te vilayetler örgütünün ıslahı sırasında durumunu olduğu gibi korudu. 1876’da geçici olarak Rusların eline düştü.
Yakın Dönem
1912-1913 Balkan savaşları’nın birinci devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Kumandanlığı karargahı Çorlu’da idi. 5-6 Aralık 1912 savaşlarından sonra Bulgarların eline geçti. Balkan Savaşları’nın ikinci devresinde Edirne’ye doğru ilerleyen Türk Ordusu tarafından 15 Temmuz 1913’te kurtarıldı. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Çorlu, 25 Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğradı. 1918 yılından beri faaliyet gösteren ve Trakya’nın kurtuluş mücadelesini yöneten Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurduğu çeteler burada da faaliyetlerine devam ettiler. Mudanya Mütarekesi kararları ile 15 Ekim 1922’de savaşılmadan Yunan yönetimi tarafından Türk yönetimine devredilmiştir. Çorlu halen, II. Dünya Savaşı’ndan beri savunma bakımından önemli bir garnizon olma özelliğini devam ettirmektedir.
Coğrafya
Çorlu, Türkiye’nin kuzeybatı (Trakya) bölgesinde olup, 41 derece 07 dakika 30 saniye doğu boylamı ile 27 derece 45 dakika kuzey enlemi arasındadır.Kırklareli, F-19 – c1, 1/25.000 ölçekli pafta üzerinde yer almaktadır. Çorlu’nun, denizden yüksekliği 150–180 m arasındadır. Çorlu, Ergene havzasında ve Trakya’nın merkezi bir yerinde bulunmaktadır. Doğudan; İstanbul’un Silivri ilçesi, Muratlı ilçesi ve Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçeleri ile çevrilidir. Güneyde ise; Marmara Denizi ve Marmara Ereğlisi ilçesine komşu olmaktadır. Çorlu, Tekirdağ ilinde kapladığı alan bakımından dördüncü sıradadır. Çorlu’nun yüzölçümü yaklaşık 949 km²’dir. İlçe rakımı 183 m’dir. Yıldız Dağları’nın uzantısı halinde sokulan sırtlar, Çorlu’nun en yüksek kesimini oluşturur. Çorlu arazisinin büyük bölümü Ergene havzası içinde yer alır. Burası Yıldız Dağları’ndan taşınan ve akarsulardan sürüklenen tortuların depolandığı bir dolgu bölgesidir. Ayrıca bu bölge, Ergene Havzası ile Marmara kıyıları arasındaki su bölümünün ayrım sınırıdır.
İklim
Çorlu, iç kesimde yer alması nedeniyle Trakya’da en az yağış alan bölgedir. Yıllık yağış miktarı 545 mm (kg/m²) dir. Yağışların %20’si ilkbahar, %10’u Yaz, %30’u Sonbahar, %40’ı Kış mevsiminde düşmektedir. Ortalama rüzgarın yönü kuzey-kuzeydoğu’dur ve rüzgarın hızı 3.6 m/sn. kadar yükselir. Bu rüzgarlar fazla yağış getirmezler. Nemli hava kütlelerini getiren ve yağışa neden olan rüzgarlar güney – güneybatı yönlü Lodos ve Kıble’dir. Kışın kendisini hissettiren Karayel ise soğuk hava dalgasını getirerek kar yağışına sebep olur. Yıllık sıcaklık ortalaması 12.6 °C en yüksek sıcaklık ortalaması 18.2 °C en düşük sıcaklık ortalaması 8.1 °C’dir. Çorlu, Karadeniz ile Akdeniz arasında yer aldığı için bu iklim bölgelerinin etkileri altında kalır. Kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile güneyden, Akdeniz ve Ege’den gelen nemlilik hava akımları bölge iklim yapısını belirler.
Akarsular
Çorlu il merkezinden görünüm
Çorlu deresi, çevreye kötü kokular yayar. Ayrıca fabrika atıklarının da bu dereye boşaltılması kötü kokunun nedenlerindendir. Derenin kenarına bir arıtma tesisi kurulmuştur. Temizlenmesi için çalışmalar devam etmektedir. Çorlu Deresi, Ergene Nehri olarak bilinen ve Trakya bölgesinin büyük oranda insan ve tarım ihtiyacını karşılamakta olan nehre dökülmektedir.
Ekonomi
Çorlu’nun merkezinde bulunan 5. Kolordu Komutanlığı
Trakya’nın ikinci büyük yeraltı sularına sahip bir bölgededir. Bir çanak gibi üstü kum çakıl olan arazi, bir süzgeç gibi yağan kar ve yağmur sularını yer altına geçirmektedir. Bu durum kirlilik açısından da tehlike arz etmektedir. Çöp atıklarının, sanayi atıklarının sızıntıları da bu yeraltı sularına karışmaktadır. Bu kirlenmenin acil olarak önlenmesi için gerekli tedbirlerin ele alınması kaçınılmazdır. Yöredeki yeraltı suyu potansiyelinin 274 hm³/yıl’ı, Ergene Havzası’ndan kaynaklanmaktadır. Tekirdağ’ın kullandığı su miktarı toplam suyun %42’sini oluşturmaktadır. Bu miktarın %61’inin (51.72 hm³/yıl) Çorlu ilçesine ait olduğu dikkat çekicidir. Ayrıca Çorlu ilçesinin içme, kullanma ve sanayi amaçlı çektiği su miktarının, sulama suyundan daha fazla olduğu görülmektedir.
Endüstrilerin günlük toplam su ihtiyacı 90.000 m³/gün’ü bulmaktadır. Bu miktar kuyular yardımıyla ve yeraltı suyunun plansız bir şekilde kullanılmasıyla karşılanmaktadır. Kum-çakıl açısından da bölgenin zengin yerinde bulunan Çorlu, Karatepe taş ocakları bölgenin yegane beton, beton agregası ve asfalt mıcırı üreten sahasıdır. Bütün beton santralleri, belediyeler, karayolları, köy hizmetleri, liman işletmeleri, hava meydanları işletmeleri ihtiyaçlarını Karatepe Taş Ocakları’ndan karşılamaktadır. Hatta İstanbul Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mecidiyeköy üst geçidi, Haliç Köprüsü aşınma tabakalarını da burası sağlamıştır. Ayrıca, Yulaflı köyü yöresinde TPOAŞ’ın yaptığı sondajlarda yörede doğalgaza da rastlanmıştır.
Nüfus
İl merkezi nüfus levhası
1927’de 8.000 olan nüfus, 1965’te 25.000’i, 1970’de 45.000’i aşmış,1990’da 75.000’e dayanmıştır.Bu tarihten sonra gelişen sanayie paralel hızla göç almaya başlamış ve 1997’de 120.000’e ulaşan nüfus, 2007 yılında yapılan nüfus sayımında 190.712’i aşmıştır. Böylece Edirne (138.793) ve Tekirdağ (141.439) il merkezlerini de geçerek İstanbul hariç Trakya’nın en büyük kenti olmuştur. Türkiye nin en gelişmiş 10 ilçesi arasındadır.T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı rakamları açıklandı. Buna göre (TÜİK) 2010 sayımına göre 252.974 nüfusu ile Çorlu şehir merkezinin 77 ilin merkezinden daha fazla nüfusa sahip olduğu ortaya çıktı.
Kaynak: vikipedia